5 Şubat 2012 Pazar

SEVGİ KONUŞUNCA

Olsaydım, olsaydım, ben yağmur olsaydım, düşseydim bulutlardan kirpik de dursaydım... Esseydim denizlerde kalbinde uyusaydım...

Sana çekiliyorum, sana kaçıyorum...
O'na gidiyor akıl işte bazen.
Sırayla sarkilari dinliyorum. Bir bir; ne hayaller, ne umutlar, ne geçmiş, ne bugün, ne düşler, ne yarınlar, herşey, her zaman ve her durumun içine bürünüyorum, o rolden bu role giriyorum, her anı yaşıyorum..

İçimdeki aşkı coştur coşturabildiğin kadar!

Ama derken bu çalıyor, orda bir saygı duruşuna geçiyorum... Kendime saygı duruşu bu, vay be diyorum! Ne sevmişsin!!! Hakkını vermek lazım sevilenin de tabi!!!



Çekiliyorum; kalabalıklardan, yalnızlıklardan sığılardan derinlere doğru... Hatta kapanıp dünyaya, başka diyarlara göçüyorum, çünkü bunu dinlerken bir başka oluyorum. Resmen ona sığınıyorum, çekiliş bu, içe kaçış, varoluş, doğuş, batış, ne bileyim ben, ne varsa o biçim haller... Kuytuda dinlemek lazım bu şarkıyı, düşünmek, yaşamak, akmak, akıtmak lazım, gülümsemek lazım, ama bir bunda coşmamak lazım. Coşturmuyor cünkü bu defa beni, dinginliğin son noktası, galiba ben hep burada yanılıyorum, sevgi böyle birşey miydi acaba? Dinginleşmek miydi, sığınmak, kaybolmak, ruhunu yanina alıp birlikte aşağı oturmak. Başını alıp gitmek..Bir kenara çökmek, kapıların arkasına saklanmak, annenden kaçmak...Konuşasın gelmiyor içinden, düşünmek yakışıyor bir de yazmak, sanki dantel dantel işlemek, sevmek böyle birşey , her zerrenle sevmek... Sevdiğine köprü kurmak...

Yılların sevgisi bir gecede bitince, suskun çığlıklara bu şarkıyla son verdim. Gururdan kuruyan içimi bu şarkıyla suladım, özlemimi dile vurdum, kalbimi uzattım. Kalbime kalp değdi o akşam. Ayrılıktan soğuyan duvarlar ilk kez yıkıldı, ilk dönüş, ilk cevap, herşeye ve her geçene rağmen ilk kez böyle sevildiğini bilmek, ilk kez son treni kaçırmak, ilk kez inci olmak... Pürüz yokken yaşantımızda sevmek dilimizdeydi, bedenimizdeydi, Hayatta koşulsuz sevilen 4 kişiden biri olduğunu, ve ne olursa olsun sonsuza dek sevilecegini bilmek...Aşk bittikten sonra sevildiğini öğrenmek...Ne olursa olsun sevilmek..


Şimdi susmak, sinmek ve perdeleri kapatmak zamanı bende.. Derken bir düşe uyandım ve...
Ve ortalık rollerden geçilmiyor.
Bir kız, bir çocuk, biri bir köşede, öbürü diğer köşede...

Sevgi çıkar perdenin arkasından, yaşlanmış , yürümekte zorlanarak. Gençler; yani aşk, arkadaşları tutku, heyecan, coşku O'nu görünce bir anda toz olurlar etraftan... Ego zaten sevgiyi görünce kaçar arkalara... Aynı ortamda ikisi oldum olası barınamaz. Gençler Sevgi varken de olur, Sevgi yıpranmamışsa eğer onlar da Sevginin baş tacıdır zaten. Sevgi sırtında sandığıyla yürür, sandığı odanın ortasına getirir ve kilidini açar. Ne kadar yıpranmış olursa olsun yorgun da olsa içinde o hataları, anıları, doğruları, yanlışları hala sırtında taşıyabilir, tek onda vardır o güç..

Kız ben, çocuk O, bir de sevgi, üçümüz varız odada.

Sevgi der ki,

"Olsaydiniz ya, olsaydınız... Ama beni silmeye çalıştınız, kah yaşadınız, kah yaşamadınız, bilseydiniz, olmak dan daha gerçek. Bilmek güzeldir, değer bilmek, beni bilmek, kendinizi bilmek... Olsaydınız, ham olsaydınız... Ne buluta binerdiniz, ne kuyulara atardınız kendinizi... Çocuk, sen bilseydin beni, değerimi, kendini sevseydin, küslüklerin, komplekslerin olmasaydı, sarıya, siyaha kızıla karmasaydın kendini, adını kaybetmeseydin... Kızım, sen de kendini bilseydin, korkularına yenilmeseydin, anlasaydın. Beni folyolora sarmasaydınız.. Kaldırıp pencereden atmasaydınız... Güzeldik üçümüz... Hatırlarım ben sizi...

Size ne demeli bilemedim şimdi!

Herkes bu zıpır gençlerle çıkar yola ama sonra yorulup beni arar, O'nlar da iyidirler, ama bilseydiniz benimle onları yaşatmayı... Değerimi hep bildiğinizi sandınız!.. Bir çırpıda harcadınız beni diyemem size, uzun vakit aldı. Ama tersten gittiniz gençler, tersten! Tanrı beni sizin kucağınıza kondurdu.. Anlamadınız beni... Her saflıkta, her güzellikte benim adım geçer, kötü değildim ki size, düşman hiç değildim, dosttum size, hele çocuk sen hep beni kötü sandın, sinsi düşman sandın. Gençliğini elinden aldım sandın. Halbuki ben de gençtim sizin kadar.. Kızım sana da unuttum demeyi; kendini de en az O'nun kadar sev dememişim... Saygı var benim kardeşim, dürüstlük, güven, sadakat da arkadaşlarımız... Anlamadınız... Tersten oldu biraz tersten... Ama sonunda anladınız ya, O'na çok sevindim ben işte, yaşlı ruhum sevindi, yine en son ben kazanan oldum sayenizde!
Her ruhunuz üşüdüğünde, beni çıkarın derinlerden.. Benim olduğum yerde bu hınzırlar yerlerini bilir... Onlar bile susar yeri gelince, bir sarki mirildanirim sessizce..."

Sevgi:

- Sen kızım, affettin mi O'nu?

Kız:

-Affettim sevgi, affetmez olur muyum? İçimde olan senmişsin, benim hücrelerim senden yapılıymış zaten, bilirdik ikimizde.. Hep mutlu olsun, kötülük olsun diye yapmadı ki zaten, beni üzmeyi hiç istemez O. Öyle oldu işte, bazen açıklaması olmuyor bazı şeylerin, şartlar ve zaman belkide, dediği gibi olabilseydi keşke, keşke zaman bu zaman olsaydı, n'apalım olsun, canı sağolsun.. Affettim!

Sevgi:

- Kendini anladın mı peki, içindeki beni?

Kız:

- Asıl en çok onu anladım ya zaten:) kendimi çok iyi anladım,

Sevgi çocuğa döner;

- Sen çocuk! Anladın mı değerini O'nun, affettin mi kendini, O'nu, tüm hatalarınızı?
Çocuk:

- O mutlu olsun, en büyük dileğim, benden çok mutlu olsun, hep haketti, hep sevdim, hep sevmişim. Hep söyledim ama gösteremedim, göstersem de O'nun sevgi dilini anlamamışım, şimdi şimdi daha iyi anladım, kaybettiğim içimdeki senmişsin, aldandım işte, aradığım, yolum meğer senmişsin, güzellik senmişsin, O'ymuş.. Kendimi de affediyorum, O'nu da... Hep içimde yaşatıyorum...
Zamanla insan büyüyor, Küçükken çok büyümek iyi değilmiş.

Kız:

- Haklı çıktı O, Sevgi... İnsan şimdi anlıyor...Zaten hep derdi, "Hep mi haklı çıkarım ben?:)
O'da beni affetsin...

Çocuk:

- Derdim sana doğru:) Ama sende haklıymışsın çoğu şeyde... En büyük korkum seni kaybetmek dediğimde, eninde sonunda yapacaksın bu gidişle derdin.. İnsanın korktuğu başına gelirmiş...Affet... Hayat işte...Yaşayarak öğrenmek var ser'de..

Sevgi sonunda gülerek, sandığını toplar, gençlere bir tutam can koparıp verir canından... Aslında kendi canlarıdır verdiği... Unuttuklarını hatırlarlar...Unutulmamışlar, hep bir yerlerde, derinlerde, kuytularda...

Sevgi gider gibi yapar, ama o tutumla hep içlerinde yaşar..

Sessizlik olur, radyoyu açarlar, o şarkı denk gelir...

Herkes yoluna, hayatına döner, dönerken o şarkıyı söylerler...

NS 01.2012
Şarkı:
seni çok özledim
gece gözlüm benim
gemilere bin gel yine gidersin
sonbahar rüzgarı
kırarken dalları
ayrı düşen yaprak
yaşar mı söyle
olsaydım olsaydım
ben yağmur olsaydım
düşseydim bulutlardan
kirpikte dursaydım
olsaydım olsaydım
ben rüzgar olsaydım
esseydim denizlerde
kalbinde uyusaydım
unutuldum mu ben
unutuldum mu ben
seviyorsan bulutları tut gel
yine gidersin
unutuldum mu ben
unutuldum mu ben
seviyorsan denizleri geç gel
yine gidersin
kayahan 2007

Hiç yorum yok: